ฬฬฬ.๏אยภ-Ŧเlเ๓-єאlєภςє.tг.ﻮﻮ
   
 
  FIKRALAR
1.bir gün bir ewde yurakıda adam warmış bida alta hırsız lar gelmiş altakini dömüş bidaha gel miş bidaha dömüş bi daha gelmiş bi daha dömüş altaki adam üsteki adama demiş ki ben artık üsde oturcam demiş hırsızlarda demiş ki altakini dövdük bide üstekini dövek demiş.

2.nasretin hoca bir gün  karsıyla lokantata gitmiş karısı demiş ki benim değerim ne kadar demiş nasretin hoca 50 tl demiş garson demiş ki borcunuz 50tl demiş nasrerdin hoca karısını wermiş.

3.bir gün akşammış hırsılar gelmiş nasredin hocanın ewine gitmiş karsı demiş ki ranzayı çalıyorlar hoca hoca nasredin hocada demiş ki boş ver yeni alırız demiş sonra nasretin hoca çaydanlığı çalıyorlar cemiş boş wer yyeni alırız demiş sonra nasretin hoca şimdide beni karçırıyorlar demiş nasterdin hoca da yeni alırız demiş 

4.temel bir gün yoldaymış arsbasıyla sürekli yol etraafında dönüomuş tırafık poliside demiş ki nie sürekli
yol etrafında dönüon demiş temelde demiş ki ben ne yapabilirim demiş sinyal takkılıp  duruyo yani sinyal nere ye döcemizi gösterrir demiş ben te tırafik kuralarına uyuyom demiş  poliste gülmüş.

Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!" 

Temel Çımacı olmuş, ilk kez yurt dışına gitmişti. Gemi Liverpool Limanı'na yanaşırken, Temel iskeledeki İngiliz'e bağırdı: - Tut şu halatı! İngiliz anlamadı bir şey.. Temel yine bağırdı: - Tut şu halatı! İngiliz'de gene hareket yok.. Temel ortaokuldaki ingilizcesi ile bağırdı: - Do you speak English? - "Yes.. Yes.." dedi İngiliz; Temel öfkeyle bağırdı: - O zaman tut şu halatı..! 


İlyas ile Temel karşılıklı oturmuşlar sohbet ediyorlarmış. Konuşma sırasında iş kimin daha zeki olduğuna gelip dayanmış ve iki uşak birbirine bilmece sormaya karar vermiş. İlk bilmeceyi İlyas sormuş: - "Saridur, kafestedur, öter... Pu nedur, pill bakayrum..." Temel hemen, "Kanaryadur" cevabını yapıştırmış. Fakat İlyas hayır anlamında kafasını kaldırır. Temel, birbiri ardına bütün kuşların adını sayıp döker. Fakat her seferinde İlyas hayır deyince pes etmek zorunda kalır. İlyas büyük bir sevinç içinde, - "Haçan insan hamsiyu pilmez mu?" deyince Temel hemen atılır. - "Hamsi saru değuldur ki?" - "Boyamuşumdur.." - "Kafeste midur?" - "Koymişumdur.." Temel şaşırır: "Peku öter mu hamsi?" - "O da aldatmacasıdur işin daa!.."

Trabzonlu imamlarla, Rizeli imamlar turnuva düzenleyip maç yaparlarmış; ama her defasında Rizeli imamlar yenerlermiş. Trabzonun takım kaptanı Temel Hoca demiş ki; "uşaklar bu böyle gitmez, bizim Trabzonsporlu Hami'yi takıma alalım, diyelim ki bu bizim merkez caminin yeni hocası." Diğerleri de kabul etmişler ve maça gitmisler Rize'ye. Dönüşte takım kaptanı Temel Hoca'ya sormuşlar, "mac ne oldu? diye; "2-1 yenildik" demiş. "Peki golleri kim attı?" diye sormuşlar; Temel "bizim golü Hami Hoca attı; onların golleri de Del Pierro Hoca ile Roberto Carlos Hoca attı.." demiş. 


๓üςคђเt58
 
ฬฬฬ.๏אยภ-Ŧเlเ๓-єאlєภςє.tг.ﻮﻮ
๓üςคђเt58
 
ฬฬฬ.๏אยภ-Ŧเlเ๓-єאlєภςє.tг.ﻮﻮ
๓üςคђเt58
 
ฬฬฬ.๏אยภ-Ŧเlเ๓-єאlєภςє.tг.ﻮﻮ
๓üςคђเt58
 
ฬฬฬ.๏אยภ-Ŧเlเ๓-єאlєภςє.tг.ﻮﻮ
 
Bugün 2 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
ฬฬฬ.๏אยภ-Ŧเlเ๓-єאlєภςє.tг.ﻮﻮ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol